Yoga’ya göre hiçbir emek boşa gitmez, küçük de olsa her gün bir adım atın, hayal kırıklıklarınız olabilir, umutsuzluğa düşmeyin, CESARETLE, SABIRLA VE İNANÇLA yolda yürümeye devam edin. En küçük bir değişim bile bir kelebek etkisiyle şimdi ya da yarın aydınlanmanın ya da özgürleşmenin kapılarını aralayacaktır.
Bu yazı Georg Feuerstein’in The Deeper Dimension of Yoga, isimli kitabındaki “Ten Fundamental Principles of Yoga” başlıklı makalesinden esinlenerek yazılmıştır. Söz konusu makalenin bir özeti ve üzerine eklenmiş kendi yorumlarımdan oluşur. 10 temel ilkede Geleneksel Yoga’nın ne olduğu, ne amaçla uygulandığı ve nasıl bir yol çizerek hedefe götürdüğünü anlatmak niyet edilmiştir.
1. Yoga geleneksel olarak, bir özgürleşme öğretisidir (mokṣa śāstra). Bizi sınırlı ve koşullu benlik-algılarımızdan azat etmeyi amaçlar. Kişi doğduğu andan itibaren kendisini fiziksel beden ve zihinsel haller ile özdeşleştirme meylindedir. Ancak Yoga, bize kendimizin beden, zihin, mal-mülk ve ilişkilerden daha öte bir varlık olduğumuzu söyler. Bu amaçla Yoga bizi limitli benlik tanımlarımızdan özgürleştirir. Yoga’ya göre, kişinin Özbenlik’i saf “Varlık-Farkındalık ve Saadet”tir (sat-cit-ānanda). Geleneksel tüm Yoga öğretileri, bu gerçeği unutmuş ve cehalet (avidyā) içerisinde acı (duhkha) çekmekte olan bireye bu Hakikati hatırlatarak, özgürleştirmeyi amaçlar.
2. İnsanların her birinin farklı potansiyeli olması nedeniyle Yoga içerisinde çeşitli yaklaşımlar mevcuttur. Her birey kendine has dayanıklılığa ve zayıflığa sahiptir. Bu çeşitli yaklaşım yolları ile Yoga herkese kendine has yönlerinin eksilerini ve artılarını kullanarak gerçek Öz’ünü hatırlama imkanı verir. Kişinin duygusal ve zihinsel hallerine göre farklı Yoga (birleşme-bağlanma) yaklaşımları şunlardır:
a. Rāja Yoga: Patañjali’nin M.Ö. 500’lü yıllarda yazdığı Yoga Sutra’lar eserine dayanır. “Klasik Yoga” ismi ile de tanınır. Amaç, meditasyon ve yoğun zihinsel konsantrasyon yöntemleri ile kişinin Dünya’nın geçiciliğini fark etmesi ve Birlik haline ulaşmasıdır. Rāja kelime anlamıyla “kral” demek olup, Yoga, Patañjali tarafından “zihin dalgalarının kontrol altına alınması” olarak tanımlanır.
b. Hatha Yoga: “Hatha” kelime anlamı ile Sanskrit dilinde “güçlü” manasına gelir. 15. yy.’da Yogi Svatmarama tarafından Haṭha Yoga Prādīpika isimli eser ana kaynak teşkil eder. Fiziksel beden üzerinde çalışarak, nefes teknikleri ile birlikte bedendeki özel enerji merkezlerini canlandırmak ve böylece aydınlanma amaçlanır.
c. Jñāna Yoga: Jñāna “bilgi” anlamına gelir. Ayrım gücü (viveāka) ve dünyevi arzulardan özgürleşme (vairāgya) prensipleri eşliğinde Hakiki olan ve Olmayan arasındaki farkı, “Ben kimim?” sorusunu kişinin sürekli kendine sorarak (vicāra) aydınlanma yoludur.
d. Karma Yoga: Karma “eylem” demektir. Eylemlerin meyvelerinden, yani sonuçlarından vaz geçerek, kişinin bireysel-benliğini Hizmet yolu ile aşmaya çalıştığı yoldur. Yoga yoluna girmiş her yeni başlayan öğrenci için Karma-Yoga elzem kabul edilir. e. Bhakti Yoga: “Adanma” Yogasıdır. İlahi olanın karşısında kişinin kendi bireysel-benliğini teslimiyet ve adanma ile aşması amaçlanır.
f. Mantra Yoga: Gizemli ve güçlü ses titreşimlerini tekrarlayarak, kişinin bilinç seviyesini, o yüksek frekansa uyumlaması ve böylece zihin ve beden üzerinden özdeşliklerini aşması hedeflenir.
3. Tüm bu yollar, aslında bütünlüklü ve sistematik işleyen bir düzenin içerisinde olduğumuzu savunurlar. Bu düzen, dharma yani Türkçe’ye genellikle “evrensel ahlaki yasa”, “düzen” ya da “erdem” gibi çevrilebilir. Bütün kainatın kendi içerisinde bir dengesi olduğunu ifade eder. Bu denge, aslında her bireyin kendi ahlaki benliği üzerinde kendisini yansıtır; bu nedenle Ahimsa (şiddetsizlik), Satya (dürüstlük), Asteya (başkasının malını, fikrini, zikrini izinsiz sahiplenmeme), Brahmacarya (cinsel enerji kontrolü), Karunā (merhamet) , Maitrī (sevecenlik/arkadaş canlısı olmak) gibi birçok ahlaki erdem Yoga’nın temel yapıtaşını oluşturur. Tüm bu ahlaki erdemler olmadan aydınlanma ya da özgürleşme mümkün değildir. Her ne kadar pek çok fiziksel teknik ya da nefes çalışması ve ya meditasyon Yoga yolunun gereklilikleri gibi görünse de aslında ahlaki erdemler her şeyi var eden ve Aydınlanma yolunu açan hayati organlardır. Kişinin bireysel-benliğinden özgürleşmeyi araştırdığı bir yolda aşkın Hakikati tanımlayan erdemleri kendisinde geliştirmeden O’na ulaşabileceğini düşünmesi kesinlikle en büyük cehaletin göstergesidir.
4. Yoga, teori ve pratiğin kol kola gittiği bir yoldur. Ne koltuk filozofları gibi sadece oturarak ve düşünerek ne de şuursuzca sadece pratik yaparak Hakikate ve özgürleşmeye ulaşmak mümkündür. Farkındalıklı ve bilinçli bir uygulama her an her zaman tatbik edilmelidir. Yoga’nın ilkelerinden biri olan svādhyāya (kişinin kendi kendisine yazıtları, öğretileri çalışması) ve abhyāsa (pratik) yani düzenli bir şekilde öğrendiklerini uygulaması gerek ve şarttır.
5. Yukarıda sözü geçen tüm Yoga yaklaşımları, kişisel dönüşümün ve Benlik farkındalığının gerçekleşmesi için derin bir bağlılık ve sadakat içerisinde tekniklerin uygulanmasını zaruri kılar. Yoga uygulaması önemli ölçüde kişisel çaba (vyāyāma) ve öz-disiplin (ātma-nigraha) içerir. Hoşlanmadığımız yönlerimizden kurtulurken elbette her tomurcuğun açarken çektiği gibi acı ve zorluk yaşayabiliriz. Hayal kırıklıkları, umutsuzluklar, önyargılar, şüpheler önümüzde engeller oluşturabilir. Ancak yılmadan uygulamaya bağlılık ve inanç (śraddha) içerisinde devam edilmelidir. Yoga’nın yine önemli bir öğesi olan tapas gereklidir. Kelime anlamı ile “ısı, sıcaklık” manasına gelen tapas kişinin kendi-kendisine gönüllü bir şekilde sistematik kişisel-dönüşüm pratikleri uygulamasıdır. Kişi kendisine tabir-i caizse bir “sürtünme” yaratarak, zihninin kendi sınırlarıyla yüzleşmesini, dayanıklılık-güç ve irade kapasitesini arttırmasını sağlar. Oruç, bir süre sessiz kalmak (mauna), fiziksel duruşlar ile bedenini eğitmeye çalışması (asana) birer tapas örneğidir.
6. Yoga uygulamaları pek çok teknikten oluşur ancak bunları genel iki başlık altında toparlayarak, Yoga’nın ana iki kanadına ulaşırız: abhyāsa ve vairāgya. Abhyāsa, daha olumlu bir zihin, beden hallerini ve birlikteliğini ulaşmak için “düzenli ve tekrarlı uygulamadır”. Vairāgya, tutunduğumuz davranış biçimleri, arzular, dileklerden vaz geçme ve bu sayede özgürleşmektir. Abhyāsa zihnin daha derin katmanlarına inmemize vesile olurken, vairāgya bizim görüngülerin ve sahte benliklerin ötesindeki aşkın Hakikat’e ulaşmamızı sağlar.
7. Ne kadar Öz’ün idraki vuku bulursa, o kadar daha “sıradan” insanlara dönüşürüz. Sadece özgürleşmenin hala peşinde koşan ve ona anlam yükleyen kişiler, yogik yöntemleri ve süreçlere tutunurlar ve kendilerini “özel” insanlar sayarlar. Doğaüstü manevi deneyimler ve yetenekler peşinde koşmak hala “olmaya-çalışan” bir öğrencinin izleridir. Gerçek Usta’lar ve Öz-Farkındalık’ına ulaşmış kişiler, daha sıradan ve “normal” insanlara dönüşürler. Büyük bilgelerden sayılan Ramana Maharshi’nin ya da Rişikeş’li büyük Usta Swami Sivananda’nın yanında kalmış öğrencilerinin anlattıkları hikayeler hep böyledir. Bulaşıkları yıkamak, meditasyon yapmak, ev süpürmek ya da Öz-ben hakkında konuşmak onlar için Bir’dir. Her birini eylerken eşit seviyede Mutluluk’a sahiptirler.
8. Tüm Yoga uygulamalarında, bir “hediye” ya da “lütuf” (prasāda) sayesinde aydınlanma mümkündür. Bu, İlahi Varlık’tan gelmekle birlikte, aydınlanmış Usta’lar, öğretmenlerden akan destekler olarak da tanımlanabilir. Bihar Yoga Okulu’nun şu anki direktörü olan Swami Niranjananda “kişisel çaba, lütfun deneyimlenmesi için gerekli olan ilk adımdır” der.
9. Herhangi bir Yoga uygulama yolunda öğrenci olmak, el-verme ve geleneğe dahil etme (inisiasyon) adeti ile mümkündür. El-verme (dīkśā) bu niteliğe sahip bir öğretmen tarafından tüm nihai yoga öğrencileri için elzemdir. Tek başınıza pek çok Hatha Yoga uygulamasını, nefes tekniğini ya da beden pozunu uygulayabilirsiniz, ancak Yoga’nın daha derin seviyeleri için bir Yoga Usta’sının eli ve müdahalesi olmadan ilerlemeniz maalesef mümkün değildir.
10. Yoga, daha erdemli bir kişiye, daha olumlu zihinsel hallerine ve daha yüksek bilinç seviyelerine sizin kademeli ve ya göreceli olarak yavaş bir hızla dönüşmenize vesile olabilir. Bu dönüşüm yavaş olsa bile yine de sebatla uygulamanız öğütlenir. Elbette, oluşturması yıllarınızı almış bu bedeni ve zihni bir günde bir sihirli çubuk yardımıyla değiştiremezsiniz. Bu sizden zaman, emek, fedakarlık ve en önemlisi SABIR talep edecektir. Eğer Yoga yolunda nihai bir dönüşüme baş koyduysanız, bütün bir yaşamınızı alacak uygulama ve dönüşüm sürecine hazır olun. Yoga’ya göre hiçbir emek boşa gitmez, küçük de olsa her gün bir adım atın, hayal kırıklıklarınız olabilir, umutsuzluğa düşmeyin, CESARETLE, SABIRLA VE İNANÇLA yolda yürümeye devam edin. En küçük bir değişim bile bir kelebek etkisiyle şimdi ya da yarın aydınlanmanın ya da özgürleşmenin kapılarını aralayacaktır.
Feuerstein, Georg. The Deeper Dimension of Yoga: Theory and Practice, (Shambala, Boston & London, 2003), ss. 21-24.
Feuerstein, G. The Deeper Dimension of Yoga, s. 141.